top of page

Kadın ve Erkek: Zıtlığın Ötesi…


Sevgili Kadınlar ve Erkekler,

Biliyorum, sıklıkla insan olmanın size yük olduğunu hissediyorsunuz fakat lütfen anlayın ki sadece insan olarak yoğun duyguları, keşif ve ilhamları deneyimleyebilirsiniz.

İnsan olduğunuzda ruhunuzun farkındalığının bir kısmının perdelenmiş olduğu doğrudur, ancak bu kısmi perde hayatın iniş ve çıkışlarını en yakın ve derin şekilde deneyimleme olasılığını sunar. Ve işte deneyimin bu derinliği sizi sonunda bilge kılar. Bana, yumuşak gözlerle bakan kırışmış bir yüze sahip bir kadın ya da erkek sizin adına “melek gibi” dediğiniz güzellikten daha güzel gelir. Ben insanın varoluşuna hürmet ederim.

İnsanlar dişi ya da erkektir ve cinsiyetleri oldukları kişinin en temel parçalarından biridir. İnsan olmanın deneyimini yaşarken cinsiyetiniz hayata olan tepkilerinizi büyük ölçüde etkiler. İnsan bedeninde cisimlenmek üzere yeryüzüne geldiğinizde, dişi ya da erkek kolektif enerjiyi üzerinize alırsınız. Yani hepiniz, kadın ya da erkek, geçmişin yüklerinin bazılarını taşıyorsunuz.

Yeryüzünde kadın olmayı seçtiğinizde,  kadınların kuşaklar boyu karşılaştığı sorunların bir kısmıyla karşılaşacaksınız. En fazla kendinizi dişi enerjiyle tanımlayacaksınız ve büyüdüğünüzde öncelikle kendinizi bir kadın olarak düşüneceksiniz.

Sizden rica ediyorum, eğer kadınsanız lütfen dişi enerjinizi net bir şekilde hissedin. Ve eğer erkekseniz, net bir şekilde eril enerjinizi hissedin. Şimdi sizden ricam, şunu idrak etmenizdir; bu dişi ya da eril enerjinin farkında olduğunuz halde, içinizde bir yönünüz vardır ki dişi ve erkeğin ötesindedir. Bu farkındalık zıtlığın ötesine gittiği için, zıtlığın içindeki enerjileri de hissetmeye başlayabilirsiniz.

Bulunduğunuz zamanda, bir bilinç değişimi gerçekleşiyor. Ve bu değişimin en önemli parçalarından biri ise kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkinin değişimidir. Kadın ve erkekler birbirilerine yabancılaştılar. Geçmişin tek taraflı resimleri sayesinde, hem erkek hem de kadınlar için, cinsiyetler birbirlerinden ayrı düştüler.

Elbette, cinsler arasında şiddet de oldu. Hatta kutsal bir konumda bulunması gereken cinsel yakınlık bile kirletildi. Etrafınızdaki toplumda, dergiler, televizyon ve filmler aracılığıyla cinsellik ve güzellik üzerine pek çok görüntü bulunuyor ancak kadınlar ve erkekler arasında gerçek, sahte olmayan ve içten yakınlık çok ender. Ve bu durum değişmek zorundadır. Bizler yeni bir dünyayı sadece kadınlar ve erkekler birbirlerini yeniden sevmeye başladıklarında inşa edebiliriz.

İlk olarak kadınların enerjisi hakkında konuşmak istiyorum. Bir kadın kendi dişi enerjisi içindeyken saygı duyulmadığını hissettiğinde, bedenindeki aşağı enerji merkezlerinden geri çekilir, bunlar temelde karın bölgesindedir. (Kök, sakral ve solar pleksus çakralar bildiğiniz gibi bu bölgede bulunuyor.) Saygısızlığın en aşırı olduğu durumlar, taciz, suistimal ve cinsel şiddettir. Bu bir kadın için o kadar ağır bir yaralanma ve büyük bir travma olabilir ki, kadınlar bedenleriyle ayrılma eğilimi içerisine girebilirler.

Bu çağda, gerçekliği değiştirmek için özellikle kadın kalbine ihtiyaç vardır. Diğerleriyle derinden bağlantı kurma, karşısındakinin duygularını anlama yetenekleri, insanlar ve halklar arasındaki uçuruma köprüler kurulması için büyük bir ihtiyaçtır. Ancak, eğer kadınlar gerçekten kendileri olmaktan onur duyamazlarsa ve toplumdaki doğuştan hak ettikleri yerlerine yerleşemezlerse, onların güzel kalp enerjisi bu dünyada ifade edilemeyecektir.

Bu yüzden her birinizden rica ediyorum,

dikkatinizle birlikte karın bölgenize yolculuğa çıkın. Tam ortada bir güç, canlılık ve ışık kaynağı olduğunu zihninizde canlandırın. Burası ruhunuzun enerjisinin yeryüzünde köklendiği yerdir. Her nefesinizle bu güç ve sağlamlık kaynağına dokunduğunuzu gözlerinizde canlandırın. Yeryüzünün dişi enerjisini hissedin ve o enerjinin bacaklarınızdan yukarıya çıkmasına izin verin.

Bir bakın, acaba karnınızın içinde küçük bir kız keşfedecek misiniz? Nasıl görünüyor? Benliğinde rahat mı? Kendini ifade edebiliyor mu? Güzel olduğunu düşünüyor mu? Kendi bedeninde mutlu mu?

Bu küçük kızın çıplak olduğunu ve doğada özgürce koşturduğunu görün; havayı, rüzgârı, ayaklarının altındaki toprağı hissediyor, yeryüzüne ve tüm elementlerine derinden bağlantıda hissediyor. Nasıl göründüğü konusuyla ilgili hiç düşünmüyor; diğerlerinin onunla ilgili ne düşündüğüne önem vermiyor; o bir yaban kızı ve kalbi çok saf. Toplumun ihtiyacı olan işte bu enerjidir. Gerçek dişi

Geleneklerinizin çoğunluğuna hala daha eril enerjinin bir şekliyle hükmediliyor. Bu çok sabit ve katı olabilir, temelleri  esnemeyen kurallara dayanabilir. Bu eril-temelli enerji hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum. Son yüzyıllarda eril enerji hayatta kalma moduna girdi. Dişi enerjiden bağlantısı kopmuş hissetti ve bu da demek oluyor ki erkekler, erkek bireyler kendi “hisseden” taraflarından koptular.

Küçük oğlanlar hayatta başarılı olmak için, rekabet ve gösteriş üzerinde ve duygularını göstermeme konusunda eğitilirlerse, yavaşça dişi enerjileriyle olan bağları kopar. Bu da içlerinde bir boşluk duygusu yaratır. Ve aynı zamanda içlerinde kadınlara karşı öfke ve şüphe yaratır. Yani aynı kadınlar gibi acı çekerler ama şekli farklıdır. Kadınların kendi sağlamlıklarını ve güçlerini kullanmalarına izin verilmezken, erkekler de kendi zarif ve yumuşak taraflarından kopartılmışlardır, sonuç olarak kadın ve erkek birbirinden ayrı düşmüştür.

Şimdi şifa zamanıdır, şimdi birbirinizi anlama zamanıdır. Her birinizin içinde eril ve dişinin de üzerinde bir farkındalık vardır, çünkü hepiniz her iki bedende de, her iki cinsiyette de yaşamlar yaşadınız. Yani, kadınlardan yeniden güçlerini, kuvvetlerini ilan etmelerini istediğimde, bu erkeklere karşı bir düşmanlık hareketi değildir. Kadınlardan kendi bağımsızlıklarını ilan etmelerini, zaten oldukları güzel bilge kadınlar olarak ayağa kalkmalarını, hayatlarındaki bir erkeğe bel bağlamamalarını ve kendi eril enerjilerini kullanmalarını rica ediyorum.

Kadınlar bunu yaptıklarında, erkekler de kendi dişi enerjileriyle bağlantı kurmaya daha çok izinleri olduğunu hissedecekler, işte bu yüzden içinizdeki dişi-eril enerjileri dengelemek çok önemlidir. Kadınlar ve erkekler içlerinde daha da bütünleştikçe, diğer cinsiyete uzanmak daha da kolaylaşacaktır. Kadınlar ve erkekler arasındaki bir ortaklık ilişkisi çok büyük bir neşe, coşku ve ilham kaynağı olabilir. Ancak bu sadece her iki cinsiyet de içlerindeki yaranın sorumluluğunu kabul ettiklerinde ve birbirilerine saygı ile davrandıklarında gerçekleşir.

Son olarak, hayatınızda birisini zihninizde canlandırmanızı rica ediyorum. Belki geçmişinizde birisi, çok iyi tanıdığınız ya da tanımış olduğunuz karşı cinsten bir kişiyi düşünün ve o kişiyi gerçekten anlamak için dişi enerjinizi kullanın. Belki bu kişinin davranışlarında sizi sinirlendiren, üzen bir şeyler vardı ve bunu tam olarak anlayamadınız. Elinizden geldiğince açık olmaya ve bu davranışa neyin yol açtığını hissetmeye çalışın, ya da o kişi olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlamaya çalışın. Tam olarak anlayamasanız bile, sadece denemek bile bir zarafet, kibarlık, sevgi hareketidir ve diğer cinsiyete doğru bir köprü inşa eder.

Bunu yaparken, kendinizden vazgeçmek zorunda değilsiniz, bağımsız, özgür ve kendinize karşı dürüst kalabilirsiniz. Ancak sadece güçlü bir erkek enerjiniz olduğunda güçlü bir dişi enerjiniz de olur.

Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sizlerle olmayı çok seviyorum.

ışığınız bol enerjiniz daim olsun.

Sevgilerimle

TDG

 

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page