BAKMAK VE GÖRMEK: GÖZÜN ÖTESİNDEKİ ALGILAMA

"Bir şeyi görmek, yalnızca gözün işi değildir; kalbin, zihnin ve ruhun da görmeye niyeti olmalıdır."

Günlük hayatımızda pek çok şeye bakıyoruz ama kaç tanesini gerçekten görüyoruz? İşte tam da bu noktada "bakmak" ve "görmek" arasındaki ince fark devreye giriyor.

Bir görseli baktığınızda ne gördüğünüz, aslında sizin o anki bilinç halinizin bir yansımasıdır. Benim instegram hikayemde paylaştığım Sadece belirgin olan figürü (kedi gibi) görmek, zihinsel düzenin içinde sıkışıp kalmanın işaretidir. Ancak detaylarda gizli olan (bir balık, bir civciv gibi) öğeleri ilk anda seçebilenler, sezgileriyle görme becerisini aktive etmeye başlamış kişilerdir.

Zihin Filtreleri: Ne Göreceğimizi Seçer Beynimiz, saniyeler içinde binlerce veriyi ayıklar. Öncelikle tanıdık olanı algılar: çünkü tanıdık olan, "güvenli"dir. Bu, hayatta kalma mekanizmamızdan gelir. Ancak bu filtreleme sistemi aynı zamanda gerçeğin tamamını görmemizi engeller.

İşte bu yüzden bazen insanlar bir resimdeki gizli figürleri asla fark edemez. Göz oradadır ama zihin farkında değildir.

Bu durumu gündelik hayatta da yaşarız: Karşımızdakinin niyetini, söylediklerinin altında yatan anlamı ya da kendi iç görülerimizi fark edemeyiz. Çünkü bakıyoruzdur, ama henüz göremiyoruzdur.

Algı, Bilinç Seviyesidir Algılarımız, bilinç seviyemizle birebir ilişkilidir. Bilinç ne kadar uyanıksa, görülen detay da o kadar artar. Bu yüzden sezgisel yetenekleri güçlü insanlar, enerjiyi gözle görülmeyen detaylarda algılayabilirler.

Enerji çalışmalarında, bioenerjide, şamanik farkındalıkta da aynı prensip geçerlidir: "İçsel sessizlik görüşü açar."

Anda Kalmak = Farkındalık = Meditasyon Bir görsele uzun uzun bakmak, sessizce detayları incelemek... Bu, yalnızca bir test değil, bir farkındalık meditasyonudur.

Zihin sustukça, görmek başlar. Kalp devreye girdikçe sezgiler yükselir. Ve gördüğün sadece bir kedi değil; onun yanında saklanmış mesajlardır.

Algı Bir Yanılsama Mı? Algı, gerçekten de yanılsamalarla doludur. Göz beyinle iş birliği yapar; beyinse "inandığını" gösterir. Bu yüzden herkesin algıladığı gerçeklik farklıdır. Aynı manzaraya bakan iki insan, farklı duygular hisseder; çünkü herkesin içinde farklı bir "görme merkezi" çalışır.

O halde asıl soru şu: Görmek dediğin, senin algından ibaretse, görmediklerin ne kadar gerçekten gizli, ne kadarı senin filtreden kaçanlar?

Ruhsal Görü İçin Ne Yapabilirsin?

Gördüğün her şeye sadece "bakma". Niyet ederek incele.

Algılarının farkında ol. Nerede kırıldığını, neleri seçtiğini gözlemle.

Meditatif bakış pratiği yap. Bir sembole, bir yüzeye ya da bir manzaraya sessizce ve yargısız bak.

En önemlisi: Anda kal. Zihin sustuğunda, ruh görmeye başlar.

Çünkü asıl görmek, ruhla olur.

Işığınız bol enerjiniz daim olsun

Sevgilerimle

TDG